Stres

Stres Nedir
Stres hayatımızın tamamında olan evrensel bir deneyimdir. Çağımızda sanayileşmenin etkisiyle fazla kalabalıklaşan şehirle, kimlik bunalımları, trafik yoğunları, işteki rekabet, sık sık rekabete ve değişime ayak uydurma zorunluluğu sonucu oluşan rahatsızlıklar, sıkıntılar ve çatışmalar kişinin hayatını etkileyerek strese yol açabilmektedir (Arkonaç,1999). Dilimizdeki karşılığı zorlanma, gerilim yaşama ve yüklenme olan stresin sürekli kullanılan tanımı şöyledir; kişilerin iç yada dış ortamlarındaki farklılıkları tehdit, savaş ve tehlike olarak gördüğü, uygun kaynakları olduğunda uyum gösterdiği ve dengesini sürdürdüğü kaynakların eksik olduğu durumlarda ise uyum ve dengesinin olmadığı bir süreçtir(Buldukoğlu, Doğan & Kum, 2000; Baltaş & Baltaş, 2002).

Stresin Oluşum Süreci
Bulunduğu ortama uyum sağlayan canlı, denge ve düzen ile yaşamını sürdürür. Dengeyi, düzeni, uyumu sürdürmek sık sık hareket sonucu gerçekleştirir. Organizmanın kendini korumasını, varlığını devam ettirmesini gerçekleştiren doğal uyum stresi önleyebilmektedir. Gerek doğal, gerekse ruhsal toplumsal düzeni bozan olaylar kişinin dış ve iç dünyasından kaynaklanabilir. Canlı organizmasının yeni düzeni yapmak ve sürdürmek için yapılardan kaynaklanan bütün işlevleri kullanır. Bu işlevlerin bir kısmı kişinin bilinci ve bilgisi haricinde, kendi hallerinde uyumu devam ettirirler ama toplumsal ortamda uyumlu olmak için bilinçli ve bilgisi olması gerekmektedir (Baltaş & Baltaş, 1998).

Stresin Bireylerde Yarattığı Tepkiler
En önemli tepkiler;
1.Spesifik olmayan tepkiler
2.genel uyum sendromu
3.Savaş veya kaç tepkisi olmak üzere 3 şekilde incelenebilir.

Spesifik Olmayan Tepki
Selye araştırmalarında stresi açıklamaya çalışırken “kişiyi etkisi altına alan çevresel uyarıcı olarak” görmüştür. Fakat zamanla bu düşüncesinin tatminkar olmadığı düşüncesi hakim olamadığı düşüncesine hakim olmuş ve stresi “organizmanın içindeki çevreye karşı alınan
durum olarak” açıklamaya dikkat etmiştir. Stres kavramı ile beraber stres kaynağı manasına gelen “stresör” kelimeleri üzerine durmuş ve stresörü kişide bir çok tepki yaratan çevresel bir uyarıcı olarak, stresi ise kişinin bu tarz uyarıcılara karşı verdiği tepki olarak tanımlanmıştır. Bu tanımlamalar sonucunda Selye, stresin “spesifik olmayan bir tepki” olduğunu savunmuş ve stresi kişinin farklı çevresel stresörlere karşı gösterdiği spesifik olmayan normal bir tepkisidir şeklinde açıklamıştır (Erdoğan, 1996).


Genel Uyum Sendromu
stresin doğrudan kişiler ve onların kurum içi performansları için kötü olduğunu söylemek mümkün değildir. hatta düşük derecelerdeki stresin iş performansını yükselttiği bile söylenebilir. Örneğin bu konu üzerinde yapılan bir çalışma, isteksiz bir transfer veya yeni bir yöneticilik görevi gibi durumların neden olduğu hafif stresin iş yerinde bilgi kazanımı için yapılan gözlemlerde yüksekliğe neden olduğu görülmüştür (KHO, Askeri Liderlik Ders Kitabı, 1987).


Savaş veya Kaç Tepkisi
Strese karşı organizmanın verdiği tepkiler ilk olarak XIX. yy ‘da Claude Bernard tarafından araştırılmış daha sonra Walter B. Canno’nun yaptığı çalışmalar sonucunda çıkardığı savaş veya kaç tepkisi ile dikkat çekmiştir. Eğer kişi karşı koyamayacağı tehlikeli bir durum karşısında kaçar, aksi takdirde mücadele eder, yani savaşır. Savaş tepkisi çok etkili ve güçlüdür. Bu tepkiden sonra nabız yükselir, kan basıncı artar solunum artar ve vücut adrenalin salgılar. Şiddeti az olan kaç tepkisi kişiyi savaşmak gibi daha az ve pozitif strese sokar. Savaş tepkisinde olduğu gibi nabız, kan basıncı artışı yoktur. Az sayıda çeşitli hormonlar salgılar (Drafke & Kossen 1998). Kreitner ve Kinicki bu davranışları aktif savaşma veya pasif kaçma olarak da isimlendirir ve psikolojik olarak, bu stres tepkileri vücudu yeni istekler için harekete geçiren hormonal değişimleri içeren bir biyokimyasal olayı açıklar (Kreitner & Kinikci 1989).

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *