Hipokondriazis

Kişinin bedensel bir hastalığa olmadığı halde ciddi bir bedensel rahatsızlığa yakalandığı endişesiyle hekim hekim dolaşığı somatoform bozukluk tipidir. Hipokondriaziste; temel patoloji kişinin ilişkilerine, yaşam koşullarına bağlı olan ancak bedene aktarılmış ve bedensel hastalık uğraşlarına dönüşmüştür bunaltıdır.
Hipokondriazisin prevelansı: %4-9 olup, bu hastalar psikiyatri dışı hekimlere giderler; hekim hekim dolaşırlar. Genç yaşta başlamakla (20-30 yaş arası) birlikte, 40-60 yaşları arasında da sık görülür. Hastaların %80’inde eşlik eden bir depresif bozukluk ya da yaygın anksiyete bozukluğu vardır. Kadında ve erkekte aynı orandadır. Ülkemizde de sıklıkla karşılaşılan bir bozukluktur. Hipokondriak hastalarda II.eksende; obsesif kompulsif, narsisistik, histrionik kişilik bozuklukları da sıktır (Öztürk, 1995).
Hipokondriak hastalar; sıklıkla bedenlerine dokunur, bastırır. Elinde bir torba ilaç ya da çeşitli reçeteler ve tetkiklerle, zaman zaman şikâyetlerini yazdıkları bir kâğıttan şikâyetlerini okuyarak (liste belirtisi) hekim hekim dolaşırlar. Bir hastalıklarının olduğu ya da olabileceği, hekimlerin rahatsızlığını anlamadığı düşüncesine sahiptirler. Düşünce içeriğine hakim ölüm korkusu, hipokondriyazisin en baştaki klinik özelliğidir ve kişilik özelliklerinin yapısı ve ilişkisini aydınlatır. Hipokondriyaklar, kendi bedenlerine o kadar fazla odaklanır ki diğer insanlarla ya da bedenleri dışındaki diğer şeylerle çok az ilgilenirler. Bir hastalığa sahip oldukları düşüncesine takıntılı bir şekle odaklanırlar ve bir süre sonra kendilerinden başka bir şeylerle ilgili düşünceleri azalır. Çarpıntı, üşüme, terleme, ellerde hafif uyuşmalar, soluk alma güçlüğü, göğüste sıkışma, baş dönmesi, ayakta duramama, çabuk yorulma, uyku bozukluğu sıktır. Hastalar kendilerini genel olarak çok hasta gördüklerinden dolayı dinlenmek, yatakta yatmak, kendilerini ağır işe sokmamak eğilimi gösterirler. Bu hastalar dinlendikçe, yatakta yattıkça şikâyetleri artar (Öztürk MO,1995).
Somatik belirsizlikle ilgili aşırı korkular taşıma ve kendi sağlık durumu hakkında kati kesinlik, hipokondriyakların kendi bedenlerine karşı çatışmalı ilişkileri olduğunu düşündürür. Bu, uygunsuz yardım arama ile su yüzüne çıkar ve genel sağlıklarıyla ilişkisiz olan semptomların detaylarına dikkat, gerçek sağlık sorunları için yardım reddetme ve olumlu sağlık davranışlarına dikkat etmeme ile birlikte gider. Örneğin, bir hipokondriyak yapılan tetkikler normal olsa bile bir kalp hastalığı olduğuna emin olabilir, fakat egzersiz, yağsız diyet ve kolesterol düşürücü tedavi gibi muhtemel kalp hastalıklarını önleyici öneriler göz ardı eder. Tedaviden ziyade sürekli açıklama arayan kişilerdir. Büyük oranda tıbbi hizmetten memnun olmazlar ve sıklıkla doktorların ihtiyaçlarını anlamadığını hissederler. Hipokondriyazis tanısı alan kişilerde %7 ila 40 oranında somatizasyon bozukluğu görülür.
Hipokondriazis ergenlikte sık karşılaşılan bir bozukluk değildir. Bu nedenle bir ergene hipokondriazis tanısı koymadan önce olası organik bozukluklar çok iyi araştırılmalıdır.
Hipokondriazis tedavisinde hastaya hastalığın açıklanması son derece önemlidir. Hastanın mutlaka çalışmasının ya da çeşitli uğraşlarının olması gerektiği, yakınmalarının ve hastalık belirtilerinin artması ile günlük yaşam olayları arasında bağ kurması öğretilir.

Kaynak: Faraji, H & Tezcan A.E. (2021). ERGEN. Ankara, Eğiten Kitap.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *