Ürkek Kuş Sendromu/Çekingen Kişilik

Gelin “nedir bu çekingen kişilik?”, içinde neler vardır?” “nasıl oluşur?” ya da “nasıl oluşmaz?” beraber bakalım.

İlk çekingen ademoğlu tanesi yer yüzüne 1969 yılında düşmüştür. Şaka şaka 🙂 tabiki insani bir özelliğe yıl biçmek doğru değil ancak 1969 bu kişilik özelliğinin ilk kez Million denen bir adamcağız tarafından tanımlandığı yıl.

Ürkek Kuş Sendromu için içindekiler;

İlk önce çekingen bireyler çok güçlü radarları olduğundan söz etmek gerekir. Bu radarlar terk edilmeye, reddedilmeye, beğenilmemeye, aşağılanmaya yönelik verileri seçip almak üzere özelleşmiş radarlardır. Çekingen kişi daha önceki, özellikle de erken çocukluk dönemindeki reddedilme yaşantıları sonucu (her reddedilen çekingen olmaz oraya sonra gelicem) çok acı çekmiş bir kimsedir. Bu kimse, internette search yaparken bu radarları bulmuş, “Parası neyse vereyim alayım beynime ve kalbime (burası önemli) taktırayım da insanlar beni reddedemeden kaçarak uzaklaşayım o ortamdan” demiştir. Demiştir demesine de insanları da pek sever bu zatı muhterem ancak insanlıkla durumu “Seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli” tadındadır.

Ev tipi değil sanayi tipi radar almıştır da haberi yoktur. Bu sanayi tipi radarlar yüzünden pireyi deve yapar aşağılandığını, ciddiye alınmadığını, önemsenmediğini düşünür. Bu arada bu radarlar hem içeriyi hem dışarıyı tarayan cinstendir. Dolayısıyla kendi kendine olan dikkati o kadar artmıştır ki adeta bir temizlik hastası (kirlenme obsesyonu temizleme kompülsiyonu olan okb hastası) gibi kendi içinde en ufak bir toz, en ufak bir kire bile tahammülü yoktur. En küçük kusuru bile onun insan olduğunun göstergesi olmaktan çıkmış reddedileceğinin kanıtı haline gelmiştir.

Sanılanın aksine çekingen kişi yakın dostluklar arkadaşlıklar kurmayı, sosyal ortamlara katılmayı çok ister çok ister de “ya beni beğenmez ve dışlarlarsa” korkusundan bir adım atamaz. Sonrada erişemediği ciğere mırdar diyen kedi ifadesine bürünür farkında olmadan. Hani biraz tanıdıktan sonra (ki genellikle ya ilk adımı biz atmışızdır ya da zorunluluk içeren bir durum söz konusudur) “Ya sen amma kafa insanmışsın ama uzaktan çok soğuk kendini beğenmiş görünüyodun, hiç öyle değilmişsin” dediklerimiz var ya, işte onlar bu çekingen minnoşlarımız.

Dönüp geriye çekingen kişinin hamurunun yoğuruluş sürecine bakıcak olursak, erken çocukluğunda onu dışlayan ve/veya eleştiren kişilerin (anne, baba, bakıcı, kardeş, vb. yakın temasta olduğu kişiler) olduğunu bulmamız olsadır. Bu eleştirel ve dışlayıcı kişilerle olan ilişkileri sonucunda da; “Ben yetersizim.”, “Kusurluyum.”, “Hoşlanılacak bir tarafım yok.” gibi kendilerine yönelik inançlar geliştirmekle birlikte “İnsanlar beni önemsemezler.” “Beni dışlayacaklar.” “Kimsenin umrunda değilim.” gibi ötekilere yönelik bazı temel inançlar da geliştirmiş olduklarını görürüz.

Hani yazının başında dedim ya her dışlanan çekingen kişiliğe dönüşmez diye işte o; bu kişilerin dışlanma sürecini “Bu kişi bana kötü davrandığına göre ben kötü biriyim.” , “arkadaşım olmadığına göre onlardan farklı ve kusurluyum.”, “Ailem bile beni sevmiyor, diğerleri nasıl sevsin.” gibi ara inançlarla reddedilme yaşantılarını içselleştirmeleri yani faturayı kendilerine kesmeleri sonucu çekingen kişiliğe dönüşürler.

Kendilerine ciddi düzeyde kısıtlamalar getirerek, bir ilişkinin eninde sonunda getireceği acıdan kaçmayı umarlar ama kaçmak hiç bir problemi çözmediği gibi bunu da çözmez ve süreç daha da yanlızlaşmaları ve daha fazla acı çekmeleriyle sonuçlanır.

Peki bu kısır döngüden bir çıkış yok mudur? Elbetteki vardır. Çekingen kişinin terapisinde öncelikle acı çekme duygusunun ardında yatan düşüncelerinin keşfedilmesi gerekir. Keşfedilip anlamlandırıldıktan sonra sosyal beceri ve girişkenlik eğitimi katarsınız çorbasına. Sonrasında bu eğitimleri günlük hayatında uygulayacağı keşif çalışmaları ve deneyler düzenler ve “yapabildiğini” somut şekilde görmesi sağlarsınız. Her bireyin sıkıntısının düzeyinin ve iyileşme yolunda ihtiyacı olduğu sürenin farklı olduğunu unutmamaksa işin püfüdür.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *