Somatoform semptomların oluşumuyla ilgili olarak, çeşitli gelişimsel ve psikolojik risk faktörleri bulunmuştur (Landa ve ark., 2012). Güncel araştırmalar, genellikle genetik etkilerin (Holiday ve ark., 2010), duygu düzenleme stratejilerinin eksikliğinin (Koechlin ve ark., 2018) ve çeşitli aile risk faktörlerinin (Thorgaard ve ark., 2018) üzerinde durmaktadır. Ebeveynlik davranışı stilleri çocuk-ebeveyn etkileşimlerini etkiler ve bu da çocuk bağlanma durumunun gelişimini etkiler (Neal ve Horbury, 2001). Farklı bağlanma stilleri ile somatoform bozukluklar veya semptomlar arasındaki ilişki özellikle ilgi çekicidir (Landa ve ark., 2012)
Yetişkinlerde bağlanma stilleri ile somatizasyon, fiziksel semptomlar, somatik ifadeler, somatik semptomların bildirilmesi, hastalık davranışı, kronik ağrı ve somatoform bozukluklar arasında ilişki bulunmuştur (Puig, 2012). Bu bulgular, güvenli ve güvensiz bir şekilde bağlanan yetişkinlerin ağrı deneyimleri açısından farklılık gösterdiğini göstermektedir. Güvensiz bağlanma stilleri, güvenli bağlanma stillerine göre daha fazla sorunla ve acı deneyimleriyle başa çıkmada daha az kaynakla ilişkilendirilir (Meredith ve ark., 2008).
Bir bebeğin birincil bakım vereniyle erken etkileşim deneyimleri, özel bir tür iç beklenti modelinin temelini oluşturur ve bu da kişinin benlik saygısını ve kişilerarası ilişkilerle ilgili genel beklentilerini önemli ölçüde etkiler (Cassidy ve ark, 2013). Bebek mizacı, bakıcının kişiliği ve bağlanmanın nesiller arası aktarımı gibi faktörler de bağlanmanın gelişiminde rol oynar (Shah ve ark., 2010). İçsel bağlanma organizasyonlarının kalitesi, çocuğun gelişimsel yörüngesinde yapacağı her yeni deneyime ilişkin değerlendirmesini etkiler (Sroufe, 2005). Bu varsayım, Landa ve arkadaşları (2012) tarafından tanımlanan gelişimsel bir somatoform ağrı teorisi ile desteklenmektedir. Bu teoride araştırmacılar, çocuk gelişim durumuna bağlı olarak bebeklerde ve küçük çocuklarda somatizasyonun aslında strese karşı patolojik değil, uygun bir yanıt olabileceğini varsaydılar. Ancak bu durum, daha olgun duygu düzenleme stratejileri tam olarak öğrenilmediği ve bebekler / çocuklar bakıcının dış duygu düzenlemesine bağımlı olduğu sürece geçerlidir (Landa ve ark., 2012). Duygu düzenleme becerilerinin kalitesi, sırasıyla bakıcının duyarlılığına ve son olarak da çocuk bakıcı bağlanma kalitesine bağlıdır (Landa ve ark., 2012; Mikulincer ve Shaver, 2019). Genel olarak bu, bağlanma kalitesinin, çocuklarda ve ergenlerde somatoform semptomlar için önemli bir prediktif faktör olarak kabul edilmesi gereken hayati bir gelişim faktörü olduğunu gösterir (Landa ve ark., 2012).