Neden Kadınlar Duygusal Yakınlığı, Erkeklerse Cinsel Yakınlığı Kıskanır?

Kökenleri Darwin’in evrimsel teorisindeki, cinsel ayıklanma kavramına dayanan anababasal yatırım modeli duygusal ve cinsel kıskançlığı açıklamada kapsamlı bir alt yapı sunmaktadır.

En temelde bilinmesi gerekn şey, başarısız bir eş seçiminin kadınları ve erkekleri farklı açılardan etkileyeceği ve iki cins için farklı sonuçlar doğuracağıdır. Dolayısıyla evrimsel süreç içerisinde kadınlar ve erkekler eş seçimi hususunda farklı yollar besinmişlerdir.
Anababasal Yatırım Modeli’ne göre, kadınlar çocukların büyütülmesi, bakımı ve korunması yönünde, biyolojik ve duygusal olarak daha fazla rol oynamaktadır.

Biyolojik açıdan baktığımızda erkekler üretim aşamasında yalnızca üreme için biyolojik yatırımda bulunurken, kadınlar ise dokuz ay çocuklarını karınlarında taşımakta ve pek de kolay ve acısız olduğu söylenemeyecek olan doğumu gerçekleştirmektedir.

Öte yandan, kadınlar çocuklarına bebeklikten ergenlik dönemine ve
hatta yetişkinliğe ve sonrasına kadar babadan çok daha fazla bakım vermekte, duygusal, fiziksel ve zamansal yatırımda bulunmaktadırlar. Tüm bunlar nedeniyle kadınlar erkeklere göre eş konusunda (flört etme, geçici ilişkilere girme, evlilik) daha seçicidir. Erkeklerin ise geçici cinsel beraberlikler konusunda düşük düzeyde seçici oldukları görülürken, uzun
süreli ilişkiler söz konusu olduğunda daha seçici hale geldikleri belirlenmiştir.

Babanın, çocuğun hayatta kalması adına olmazsa olmaz olan annesel bakımın hem niteliği hem de niceliği üzerinde önemli bir rolü vardır. Üstelik kadının çocuklarına sunabileceği bakımın kalitesini belirleyen seçilen babanın avlanma ve mağaraya et, eve ekmek getirme potansiyelidir. Aynı zamanda babanın anne-çocuk ikilisinin refahı için gerekli koşulları sağlayamaması durumunda annenin avlanmaya/çalışmaya vakit ayırması (yahut daha fazla vakit ayırması) ve çocuğuyla ilgilenerek geçirdiği vakti kısıtlı tutması gerekmektedir. Erkeğin duygusal yatırımının geri çekilmesi kadın ve çocuğun yaşam şartlarını önemli düzeyde bozabilmekte ve sağlıklı bir biçimde hayatta kalmalarını engelleyebilmektedir. Dolayısıyla bu durum “babanın ilgisini” ve eşine olan bağlılığını daha önemli hale getirmektedir.


Erkeklerin eş seçimlerinin birçok farklı belirleyicisi vardır.

En başta, erkekler babalık kuşkusu yaşarlar. Doğurganlık kadına özgü olduğundan, erkekler, kadınların karşılaşmadığı bir sorunla karşı karşıya kalmakta, çocuklarının gerçek babası olup olmadıkları yönünde bir kuşkuya düşmektedirler. Bu da erkeklerin cinsel aldatılmaya daha
duyarlı olacak şekilde evrimleşmelerine yol açmıştır (Buss 2000). Erkekler, cinsel açıdan “tek” tercih olmayı koşul olarak koymaktadırlar.

Partnerinin cinsel sadakatsizliği durumunda erkek, öncelikle bir başkasının çocuğuna babalık etme olasılığıyla karşı karşıya kalmakta, dahası, eşi için harcadığı fiziksel enerji ve diğer maddi/manevi yatırımları riske girmektedir. Kaynaklarını kendi soyundan
olmayan bir çocuğa aktarma ve soyunun sürmesi engellenme sürecine farkında olmadan katkıda bulunur konuma düşebilmektedir.

Dolayısıyla kadınlar duygusal aldatılma konusunda daha hassas davranırken erkeklerin cinsel aldatılma korkuları yaşamaları evrimsel açıdan soyun sürmesine hizmet eden, olağan bir durumdur.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *