Günümüzde hikikomori adında yeni bir fenomen ortaya çıkmıştır. Bir endişe kaynağı haline gelen bu fenomen odalarında kendi başlarına yaşayan, abartılı internet kullanımı olan ve çevrimiçi ağ aracılı olanlardan dışında oldukça kısıtlı sosyal temasları olan gençlerin durumunu ifade etmek için kullanılmaktadır.
Hikikomori; kelime anlamı olarak, gönüllü biçimde çok uzun süreler boyunca evde hapsedilmiş olarak yaşayan insanlara işaret eden bir Japon ifadesidir . Hikikomori’nin temel özelliği, sosyal geri çekilme nedeniyle kendini izole etmektir. Böyle bir durum, sosyal rollerden basit bir şekilde ayrılmadan okul, iş ve diğer görevlerin reddedilmesine kadar değişen bir dizi sosyal gerileme probleminin bir parçasıdır.
Bu aşırı internet kullanımı biçimi, altta yatan şizofreni, sosyal anksiyete bozukluğu ya da çekingen kişilik bozukluğu gibi psikolojik bozuklukların bir semptomu olarak ortaya çıkabilir. Bu bozukluk esas olarak ebeveynlerinin evlerinde kapalı bir şekilde yaşayan ergenleri ya da genç yetişkinleri etkiler. Bu gençler bir yandan ebeveynleri ya da aile üyeleriyle bile iletişim kurmayı reddederken, diğer yandan bilgisayar başında günde 12 saatten fazla vakit geçirerek oyun oynamanın yanı sıra internet üzerinden sosyal ağları kullanmaktadırlar. Bu nedenle, bu tür bireyler internet bağımlılığı riski altındadır .
Gençlerin sosyal geri çekilmesi; yatağında ve evde kalmayı tercih eden asosyal bireyler, hikikomori için tipik özelliği olarak tanımlanmaktadır. Bazı ergenler, evlerinde odalarında çok fazla vakit geçirerek kişilerarası ilişkilere girmeye çok az çaba sarf etmektedirler . Bu ergenler televizyon izlerler, bilgisayar ya da video oyunları oynarlar ve kitap okurlar; bütün gece uyanık kalabilir, bütün gün uyuyabilirler bu döngüyü uzun zaman sürdürebilirler . Buna karşın bu sosyal olarak geri çekilmiş gençlerin bazıları, gerçek hayatlarıyla doğrudan bağlantılı olmayan insanlarla bazı iletişim biçimlerini sürdürebilmektedir . Bunu tipik olarak dijital yollarla asgari sosyal temasları koruyarak yapmaktadırlar. İnternet bu gençlere kişisel iletişim için çok uygun bir kanal sağlar. Yabancılarla çevrimiçi sohbet edebilirler ve böylece sosyal ağlarda bulunan birçok partnerle sanal bir yakınlık geliştirebilirler . Bu genç ergenler, uzun süre evde kalmalarına rağmen sosyalleşme yeteneklerini tamamen kaybetmezler ve hatta kendi sosyal geri çekilme deneyimlerini ifade etmeye ve paylaşmaya istekli olabilirler . Sosyal ağlar üzerinde yürütülen bu sanal ilişkiler aracılığıyla, bu insanlar akranlarından destek ve tanınma alabilir ve hatta sosyal kimliklerini yeniden tanımlayabilir. Bu nedenle hikikomoriye sahip bireyler internet bağımlılığı riski altında olabilir. Ancak öte yandan internet kullanımı ortak ilgi alanlarına ve benzer sorunlara sahip insanlarla tanışma imkanı sunması bakımından hikikomorik bir kişi için düşük yaşam kalitesinde kısmi bir artış da sağlamaktadır . Bu kişiler ancak çevrimiçi sosyal etkileşimleri aracılığıyla kendilerini dünyanın geri kalanına bir şekilde bağlı tutabilmektedirler . Hikikomorik bireyler için internete yönelik davranışlar egosintonik bulunurken, diğer internet bağımlılığı vakaları için bu abartılı davranışlar tersine egodistonik bir görünüme sahiptir .