Çocuğunuzla İlişki Biçiminiz Onun Kendisine Zarar Vermesine Neden Olabilir!

Kesici aletlerle kendini yaralama, bedenin farklı bölgelerini çizme ve kazıma, tırnakla kaşıyarak veya kopararak ciltte yaralar veya yanıklar oluşturma, yara kabuklarını kaldırma gibi davranışlar kasıtlı kendine zarar verme davranışlarıdır (Akdemir ve ark., 2013).

Ergenlikte kronik kendine zarar verme davranışında aile ilişkilerinin önemi çok sayıda çalışma ile kanıtlanmıştır (Ross ve Heath, 2002; Lieberman, 2004; Laye-Gindhu ve Schonert-Reichl, 2005; Kvermo ve Rosenvinge, 2009; Tan ve ark. , 2012, vb.). Hızlı fiziksel, bilişsel ve duygusal dönüşümlerle dolu bu çalkantılı dönemdeki normal gelişim, ebeveyn ilgisi ve duygusal katılımın yanı sıra, ailedeki genel iklimi ve iletişimi büyük ölçüde belirleyen ebeveynlik tarzlarından güçlü bir şekilde etkilenir.

Suyemoto (1998), kendine zarar vermenin işlevini açıklayan altı modeli gözden geçirmiştir: çevresel model, intihar karşıtı model, cinsel model, duygulanım düzenleme modeli, ayrışma modeli ve sınırlar modeli. Power & Brown (2010), bu altı türün daha fazla alt bölümünü sağlamıştır. Sutton (2005) kendine zarar vermeyi, psikolojik acıyı hafifletmeye veya duygusal dengeyi yeniden kazanmaya yardımcı olması gereken bir başa çıkma stratejisi olarak tanımlamaktadır. Chapman vd. (2006), kendine zarar vermenin başlangıcını ve tekrarını; olumsuz etkiden kaçınmanın, olumsuz duyguları, düşünceleri veya sosyal deneyimleri yönetmenin bir yolu olarak görürler. Nock & Prinstein (2004), mevcut araştırmalara dayanarak, kendine zarar vermenin iki tür davranış tarafından yönlendirildiği varsayımına dayanan sosyal (kişilerarası) ve otomatik (içsel) modelleri önermektedir. Bu fikir, Tan ve arkadaşları (2012) tarafından desteklenmiştir; Singapurlu ergenlerden oluşan bir örneklemde, içsel güdülerin (yani duygu düzenlemesinin) kişilerarası güdülere üstün geldiğini bulmuşlardır. Lieberman (2004), birçok kendine zarar verenin düşük özgüven ve duygu düzenleme ile ilgili sorunlar gösterdiğini ileri sürmüştür. Dahası, bu ergenler kendi kendine zarar vermeyen yaşıtlarıyla karşılaştırıldığında, ebeveynleri tarafından daha çok ihmal edilme ve reddedilmeye maruz kaldıkları, yeterli ebeveyn bakımından mahrum bırakıldıkları ve / veya boşanmış ailelerden geldikleri görülmüştür.

Wedig & Nock (2007) ergenlerde kendine zarar verme ile ilişkili olarak ebeveynlerin ifade ettiği duyguları (ebeveyn eleştirisi ve duygusal aşırı katılım) araştırmıştır. Araştırmalarının sonucunda özellikle, ebeveyn eleştirisi / düşmanlığı hem kendine zarar verme düşüncesi hem de davranışıyla güçlü biçimde ilişkili bulunmuştur. Benzer şekilde Polk ve Liss (2007), kendi kendine zarar verenlerin uzun vadede yeterli duygusal beslenmeden yoksun olabileceğini savunmaktadır. Otoriter ebeveynlik tarzı ve aşırı katı kurallarla birlikte, duygusal beslenme yoksunluğu, kendine zarar verici davranışı öngörmüştür.

Tüm bu bulgularla ilgili olarak, Miller ve arkadaşları tarafından(2007), ebeveynlik tarzlarının, özellikle aşırı olanların değiştirilmesi veya ayarlanması, kendine zarar verme davranışını birincil nedenlerine bakılmaksızın azaltmaya yardımcı olabileceği düşüncesi ortaya konuldu. Çünkü aşırı ebeveynlik stilleri tipik olarak sadece ergenler için değil ebeveynleri için de stres yaratan unsurlardır. Tüm bu aşırılıklar ergenlerde uyumsuz davranış riskini artırabilir ve bu nedenle ebeveynler her zaman aralarında denge kurmaya çalışmalıdır (Buresove ve ark., 2014).

Aile ilişkilerinin kalitesinin ve ebeveynlik tarzlarının ergenlerde kendine zarar verme davranışının varlığı ve sıklığı üzerinde güçlü bir etkiye sahip olduğunu gösteren başka çalışmalar da vardır. Ergenlik savunmasız, çalkantılı bir dönem olduğu için, bu faktörlerin her ikisi de, doğrudan kendine zarar verebilecek uyumsuz duygusal tepkileri körükleme eğilimindedir (Adrian ve diğerleri, 2011). Baetens ve arkadaşları (2013), ebeveynlerin yetersiz duygusal desteğinin sadece kendine zarar verme sürecini doğrudan etkilemediğini, aynı zamanda ergenlerde depresif duygudurum sıklığını artırarak dolaylı olarak kendine zarar verme riskini de artırdığını belirtmektedir. Örneğin, çok eleştirel ebeveynler çocuklarında aşırı özeleştiriyi teşvik edebilir ve bu da kendi kendine zarar verme davranışının tetikleyicisi olabilir. Sonuç olarak, yeterli ebeveynlik stilinin kendine zarar vermeye karşı en iyi koruyucu faktörlerden biri olarak kabul edildiği ve bunun tersine yetersiz ebeveynlik stilinin, bunun oluşumunun güvenilir ve olumlu bir yordayıcısı olduğu söylenebilir.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *